25 Şubat 2014 Salı

ibrahim

ibrâhim

ibrâhim
içimdeki putlari devir
elindeki baltayla
kirilan putlarin yerine
yenilerini koyan kim

günes buzdan evimi yikti
koca buzlar düstü
putlarin boyunlari kirildi
ibrâhim
günesi evime sokan kim

asma bahçelerinde dolasan güzelleri
buhtunnasir put yapti
ben ki zamansiz bahçeleri kucakladim
güzeller bende kaldi

ibrâhim
gönlümü put sanip kiran kim


asef halet çelebi.

hayatımda gördüğüm en güzel şeylerden birisi. şiir sevmeyen adamı oturtup ezberlettirmiştir kendisini.

11 Şubat 2014 Salı

Burda Soluğu Aldım ( Rus'a Sığınmak)

Ben bir şey yaptım. Aslında yapmadım. Daha doğrusu yapamadım. Sonra da gidip Rus'a sığındım ( Dostoyevski diyim de, içiniz rahatlasın).

Az önce de gördüğünüz gibi ikilemde kaldım. Bu, benim oluşturduğum bir durum değil, bir gizlilikten kaynaklanıyor. Gizli olan bir şeyin tanıması, tanınması isteğinden geliyor hepsi.

Tanışmak. Tanı(mak) kökünden gelir. Kökü olan her şey yeşermeye mahkumdur. Mahkum, garip bir ifade amma bazan tam yerine oturuyor. Konumuzun mahkumla yakından/uzaktan bir alakası yok, bunu belirteyim. Mahkum'un ben olmasından kaynaklanıyor bu, sizden ya da başka bir şeyden değil.

Tanışmak. Tanış(mak). İşteşlik giriyor bu kez işin içine (işteş fiiller). Bildiğiniz üzre, karşılıklı yapılan şeyler anlamına gelir. Bir nesne, bir varlıkla alakalıdır, aslında ikişer tane. Sen bir şeyi tanıyorsan, bu işin sende kalan kısmıdır. Fakat sen birisiyle tanışıyorsan, bu işlev iki kişiliktir (aşk üç kişiliktir - aslında 6 - , ona başka bir zaman değiniriz). Tanışıyorsan ya da bunu istiyorsan, iki tarafın da bu konuda bilgili olması gerekir.

Yazı çok resmi oldu, kusura bakmayın. Eğer anlatmak istediğiniz şey bir kelime ise (duygusallığı tenzih ediyorum), bu şekilde olması gerekir, resmi. Ciddiyet ve aşırı derecede saçmalık da gerektirir, bir kaç dakikadır okumakta olduğunuz saçma yazı da bunun ispatıdır.

-- Spoiler (Kamu Spotu) --
Mahkumluk da işteş bir durumu ifade eder. Bir şey düşünüyorsanız ya zanlı olursunuz ya mahkum. Ötesi yoktur. Tanışmak gibi. Bu yüzden zanlı olduğunuzu gizlemediğiniz gibi kendinizi/kişiliğinizi gizlemeyin.
-- Spoiler (Kamu Spotu) --

4 Şubat 2014 Salı

Takdir vs Tekdir

Havar dostlar havar, yetişin. Dur lan, bu böyle değildi. En azından dostu burada değildi. Olsa olsa komşudur o. Sanırım. Temenni ediyorum.

Bilmek, lanetlenmektir der m.m. Havar diyecekseniz buradan yakınacaksınız. Açık olacağım bu kez.

Nerede kalmıştık? Hah. Bilmek, lanetlenmek midir cidden? Hani eskiye dönüşü yoktur ya bunun. Tamam, hücresel olarak 7 yılda bir yenileniyorsun da mental olarak eskiyorsun aslında yenileniyorsun fakat çürüyorsun da (bkz: benimle çürür müsün?). Bilmiyormuş gibi yapamazsın bile, sana söyleyeyim, gülüşün bile asimetrik olur. Konumuz bu değil ama sorun da değil. Eskiye olan özlem (açık olacağım için irdelemiyorum) , açığa çıkacak ama fayda etmeyecek. 600 yılı yıkan da senin gibiydi, fayda etmedi amma, değil mi?

Bilmek, sahip olma kısmı, takdir edilmesi gerekir, tekdir değil (bkz. Appledore). Tekdir edilmesi gereken şey senin yaptığındır (bkz. Kusur, çirkin şey, kabahat). Açıklayayım;

Sevmek, utanılması gereken bir davranış değildir ( sakın yanlış anlamayın Aziz okurum, sevmedim). Yanlış olan bir davranış da değildir. Bunu tekdir etmemeli, hatta söyleyebileni takdir etmeli, ayrı mes’ele.

Söyleyememek, bu da değil. Önceki konudan gelir bu da. Hangimiz anlatabilmiş ki sen anlatamadım diyorsun? Bu da değil sayın okurum. Evet.

Ters gidecek her şey ters gider ( Murphy değil, diğeri). Ben, mütevazı anlatıcınız, hangi konu olursa olsun araştırılmamasına karşıyım. Çevrenin dinlenilmesine, aslının öğrenilmemesine, hele ki bizzat şahıstan öğrenilebiliyorsa, tam olarak karşındayım. Bir şeyi yargılayacaksanız, tavsiye vermek haddime değil – aynen şu anda vaktinizi çalmak gibi- , öğrenin önce. Takdir edilin.

Utanmayın. Evet, utanmayın. Cahillik, bilmemek böyle bir şey değildir. Bilmek, öğrenmek, aslında okumak, en önce gelmesi gerekir. Bu yazıyı okumayın ama değmez!(.)

Son olarak, suizan değil hüsnü zan yapın. Tekdir değil, takdir edin, edilin.